13 Haziran 2012 Çarşamba

Gezi Parkı Eylemlerinin Arkasındaki Örgüt OTPOR, Sırpça “İŞGAL ET” demek

Gezi Parkı Eylemlerinin Arkasındaki Örgüt! 
Sırpça bir kelime olan “otpor”un dilimizdeki karşılığı “direniş” olarak ifade edilmektedir.  Otpor kelimesi ilk olarak, Sırbistan”da Miloseviç”i iktidardan alaşağı eden halk (sokak) hareketlerini yöneten bir örgüt adı olarak kendini duyurdu.
TWITTER merkezli hareket ;
Gezi Parkı odaklı gelişmelerin devam ettiği 14 günlük süreçte 1,2 milyonu görüntülü ve fotoğraflı olmak üzere yaklaşık 13,5 milyon Twitter mesajı paylaşıldı.
“direngeziparki, occupygezi, direnankara, taksim ve direngezi” etiketleri olmak üzere beş etiket grubundan gönderilen 13 milyon 458 bin 608 mesaj ayrı ayrı incelendi.
“direngeziparki” etiketi 
Çalışmada, “direngeziparki” etiketiyle toplam 7 milyon 285 bin 277 Twitter mesajı detaylı analiz edildi ve bunların 31 Mayıs’ta 2 milyon 619 bin 775 mesaj paylaşımı ile en yüksek sayıya ulaştığı gözlendi. Olayların başlangıcından itibaren gönderilen tüm mesajların 687 bin 708’inin fotoğraf, 25 bin 169’unun video içerik ile gönderildiği belirlendi. 7,2 milyondan fazla mesajın 5 milyon 343 bin 923’ünün Türkçe, 684 bin 324’ünün İngilizce, 84 bin 294’ünün Almanca, 21 bin 228’inin Fransızca, 16 bin 377’sinin İspanyolca ve 2 bin 848’inin Rusça olduğu tespit edildi.
Bir günde yüzbinlerce sanal hesap açıldı,31 mayıs günü tam 300 bin twitter hesabı açıldı.direngezi
“occupygezi” 
Araştırmada, “occupygezi” etiketiyle paylaşılan toplam 2 milyon 877 bin 320 Twitter mesajının 1 Haziran’da 628 bin 841 paylaşım ile en yüksek rakamına ulaştığı görüldü. Olayların başlangıcından itibaren gönderilen tüm mesajların 265 bin 089’unun fotoğraf, 13 bin 386’sının video içerik ile gönderildiği, paylaşılan 2,8 milyondan 1 milyon 256 bin 275’inin Türkçe, 1 milyon 110 bin 340’ının İngilizce, 148 bin 683’ünün Almanca, 82 bin 751’inin Fransızca, 78 bin 799’unun İspanyolca ve 4 bin 914’ünün Rusça olduğu gözlendi.
“direnankara” 
Araştırmaya göre, “direnankara” etiketiyle paylaşılan toplam 2 milyon 105 bin 346 Twitter mesajı 2 Haziran’da 574 bin 228 paylaşım ile en yüksek sayısına ulaştı. Olayların başlangıcından itibaren gönderilen tüm mesajların 192 bin 506’sının fotoğraf, 7 bin 512’sinin video içerik ile gönderildiği, paylaşılan 2,1 milyondan fazla mesajın 1 milyon 719 bin 468’inin Türkçe, 195 bin 572’sinin İngilizce, 3 bin 916’sının Almanca, 3 bin 292’sinin İspanyolca, bin 696’sının Fransızca ve 148’inin Rusça olduğu belirlendi.
“taksim” 
Çalışmada, “taksim” etiketiyle paylaşılan toplam 341 bin 129 Twitter mesajının 1 Haziran’da 66 bin 708 paylaşım ile en yüksek sayısına ulaştığı görüldü. Olayların başlangıcından itibaren, tüm mesajların 34 bin 921’i fotoğraf, 944’ü video içerik ile gönderilirken, paylaşılan 341 binden fazla mesajın 107 bin 924’ünün İngilizce, 84 bin 727’sinin Türkçe, 11 bin 448’inin Fransızca, 11 bin 134’ünün İspanyolca, 10 bin 426’sının Almanca ve 483’unun Rusça olduğu tespit edildi.
“direngezi” 
Gezi Parkı odakla gelişmelerde “direngezi” etiketiyle paylaşılan toplam 849 bin 554 Twitter mesaj ise 11 Haziran’da 143 bin 095 paylaşım ile en yüksek sayısına ulaştı. Bu etikekli tüm mesajların 50 bin 047’si fotoğraf, 2 bin 544’ü video içerik ile gönderilirken, 843 binden fazla mesajın 629 bin 663’ü Türkçe, 66 bin 123’ü İngilizce, 3 bin 193’ü Almanca, bin 762’si İspanyolca, bin 381’i Fransızca ve 429’u Rusça oldu.
uyuşturucu
TOMA’nın altına yatan kişi uyuşturucu ticaretinden aranan Furkan E.
Amblemi, sıkılmış bir yumruk; Finanse eden de Soros”un şu meşhur Açık Toplum Enstitüsü. Otpor”la ilgili ayrıntılı bilgi bulmanız şuan için pek mümkün değildir. Neyse biz konumuza geri dönelim.. Otpor kendi ülkesindeki görevini tamamladıktan sonra Gürcistan ve Ukrayna”da da iktidarların devrilmesinde baş rolü oynadı.
Otpor”un eğittiği Gürcü ve Ukraynalı militanlar, Otpor”lu hocalarının denetimi altında, ülkelerinde halkı sokağa döküp Siyonizm”in kendilerine biçtiği rolü -kabul etmeli ki, hakkıyla- yerine getirdiler.
Sadece Venezuella”da başarılı olamadılar, ancak orada da olaylara ne derece müdahale ettikleri, ettilerse hangi faktörlerin kendilerini durdurduğu henüz netlik kazanamadı; en azından ben tam öğrenebilmiş değilim.
Romanya”da hiç zorlanmadılar, çünkü hem iktidar hem de muhalefet kendilerinden -Soros”un ideolojisinden- yanaydı. Otpor bu arada, belki kendini yedeklemek için, belki de adı üzerinde biriken spekülasyonlardan kurtulmak için, “Şiddet İçermeyen Devrim Planlama Merkezi” isimli paravan bir örgüt daha kurdu.
Otpor”un bu ikinci versiyonunun kurulduğunu 28 Aralık 2004 tarihli Sabah”taki köşesinde duyuran Erdal Şafak, görevinin de “anahtar teslimi iktidar değişimi sağlamak” olduğunu yazıyor.
tutuklandı
Sıranın Moldova ile Beyaz Rusya”da olduğu söylenip duruyor ama, Otpor militanları Türkiye”ye geldi bile. Birleşmiş Milletler bünyesindeki kuruluşlardan biri olan Uluslararası Göç Örgütü (IOM-International Organization for Migration), Ocak 2005”te yapılması beklenen Irak genel seçimleriyle ilgili olarak, Irak”a komşu devletlerde (İran hariç) OCV (Out of Country Voting Program) isimli bir program uyguluyor.
Programın amacı, Irak dışına giden, göç eden, kaçan Irak vatandaşlarının sayımını yapmak ve sonra da, adından da anlaşılacağı gibi, bunların seçimlerde oy kullanabilmesini sağlamak.
Bütçesi de -artırılabilmek kaydıyla- 25 milyon Dolar.
OCV Programı”nın, görevin yapılmasını açıklayan ayrıntılı bir Uyum Paketi (Orientation Package) bulunuyor.
İlk faul, şayet tekmelenmedik yerimiz kaldıysa, Paket”in 29”uncu maddesinde yapılmış: Madde; “Irak, Türkiye, İran ve Suriye”deki Kürt bölgelerinden oluşan bir Kürdistan”ın var olduğunu” açık açık yazmış ve tabii BM”nin resmi belgelerine de kaydetmiş olmuş.
(Kurds have migrated constantly both within “Kurdistan” (i.e.Kurdish areas in Iraq, Iran, Turkey and Syria) and to other parts of the globe.).
İkinci faul, OCV Programı”nın kimleri kapsayacağında.
Program teorik olarak, Irak dışındaki bütün Irak vatandaşlarını kapsıyor ama, uygulamada sadece Kürtler”le ilgileniliyor; Türkmenler kapsam dışı.
Üstelik, kuşların fısıldadığına göre, Türkiye”de yaşamakta olan Kürtler de, yapılabildiği kadarıyla, Program”ın kapsamına alınıyor ve Irak seçimlerinde oy kullanmalarının şartları hazırlanıyor.
Amaç çok açık: Seçim sonuçlarını maniple etmek.
Son faul -belki atılan gol- de, Program”ın uygulayıcılarında.
Otpor militanı olan 10 kadar Sırp, Program”ın uygulanmasına nezaret etmek üzere, “BM görevlisi” (!) kisvesi altında Türkiye”ye getirildi.
Bu birim için Ankara, İstanbul, Diyarbakır ve Van”da çalışma yerleri açılmasına izin verilmesi Türk Dışişleri”nden talep edildi ve Ankara ile İstanbul için izin alındı.
Dışişleri”nden verilen bilgi doğruysa, bu yazının yazılmakta olduğu sırada -28 Aralık, öğle- Diyarbakır ve Van için istenen izin hâlâ verilmemişti.
Ama, işin Türkçesi, “Bu saatten sonra kim takar Türkiye”nin iznini?” Otpor”un Türkiye”ye gelme amacı asıl ne, nerede ne yapacaklar, seçimden sonra Türkiye”den ayrılacaklar mı? Türkiye”den gelecekler ile K.Irak”ta yaşayan Kürtlerin seçimde kullanacakları oyların, daha önce eğittikleri Kürt militanlarca kontrol edilmesine nezaret edecekler;.
Seçim sonrasında, özellikle istenmeyen bir seçim sürprizi karşısında, K.Irak”ta başlatılacak halk hareketlerine nezaret edecekler;.
En vahimi, K.Irak”ta seçimden sonrası için federe veya bağımsız bir Kürt oluşumu planlanmışsa, onları destekleme ve onlarla paralel haklar elde etme için Güneydoğu Türkiye”de başlatılacak hareketleri yönetecekler.
En vahim seçenek gerçekleşecek olursa, bunu bütün topluma mal olmuş bir hareket olarak gösterebilmenin yolu, Türkiye”de önceden faaliyete geçirilmiş bazı STÖ”lerin (Sivil Toplum Örgütleri) bu hareketi -ayaklanmayı- desteklemelerini sağlamak.
Bunun için, Soros”un Açık Toplum Enstitüsü”nün yan kuruluşları olarak faaliyet gösteren bütün oluşumların harekete geçirilmesi gerekecek.
İşte Oynanmaya Çalışılan Oyunun Sosyal Medya Ayağı ve İşleyişi:
Facebook’ta ise “Occupy Turkey” adlı sayfa, bu eylemler hakkında en hızlı bilgilerin paylaşıldığı, güncel gelişmelerin aktarıldığı sayfa oldu. Sayfa 1 Haziran saat 3.00 civarında 16 bin üyeye sahipken aynı gün saat 23’te 40 bin üyeye ulaşmış durumda. Büyük olasılıkla da eylemlerin gidişâtı bu sayfadan yönlendirilmeye çalışılacaktır.
“Occupy” işgâl etmek anlamına geliyor. Bu slogan ilk kez 2011’de Wall Street’teki eylemler için kullanıldı.
occopygezipark
“Occupy Wall Street” eylemlerinin başını OTPOR-CANVAS çekiyordu. OTPOR, Balkanlarda ortaya çıkmıştı ve Yugoslavya’yı parçalayan “sivil” direnişleri örgütlemişti. ABD’nin dış ülkelerdeki satılık görevlileri beslemek için kurduğu NED’den aldığı destekle ABD’nin “devrim” plânlarını gerçekleştiren bu örgüt daha sonra isim değiştirerek farklı ülkelerdeki “sivil” operasyonlarda da kullanıldı. CANVAS, OTPOR’un kurucuları tarafından kuruldu ve OTPOR çalışmalarını yine dürdürdü.
CANVAS’ın sitesindeki “dış bağlantılar” bölümünde Freedom House, George Mason Üniversitesi gibi küresel çetenin denetimindeki kurumlar bunların kim tarafından desteklendiğinin en açık göstergesi:


OTPOR/CANVAS farklı ülkelerde operasyonlar-turuncu devrimler gerçekleştirdi demiştik. Farklı ülkelerdeki örgütlenmelerin simgeleri: 
image
image
image
2011′de başlatılan Arap baharında da OTPOR/CANVAS’a büyük iş düşüyordu. 6 Nisan Gençlik Hareketi vb. oluşumlarla küresel çetenin oyunları oynandı. NED’in “yumruk”u yine sahnede: 


İşte OTPOR’un simgesi ve “Occupy Turkey” sayfasının resmi:
 
“Occupy Turkey” sayfası Gezi Parkı sürecinin, başından itibaren etkili bir parçası oldu. Sayfanın tam adresi [url]facebook.com/DirenAnadolu[/url]. Yani sayfa kurulduğunda “diren” sözü belirlenmişti. Günlerdir Türkiye’de ve dış dünyada en çok kullanılan “#DirenGeziParkı” sözü buradan çıktı. Sayfa Aralık 2012′de kurulduğunda “DirenAnadolu” bağlantı adını seçerken, livestream adlı video-yayın sitesindeki hesaplarının adı da “revoltistanbul”du. “Revolt” İngilizce “ayaklan” veya “diren” demek.
“Occupy Wall Street” yani “Wall Street’i işgâl et”in Türkiye’deki devamı olan “Occupy Turkey” feysbuk sayfası Aralık 2012′de kurulmadan önce, Wall Street eylemlerinin başladığı dönemde “Ayaklan İstanbul / Occupy İstanbul” adıyla bir sayfa oluşturulmuştu. Sayfa üyeleri çeşitli aralıklarla “Revolt (Ayaklan) İstanbul” eylemleri düzenliyor, OTPOR/CANVAS denetiminde bir halk hareketi için nabız yokluyordu.
O sayfadan da bir görüntü (“biz yüzde 99′uz.”, Wall Street eyleminin ana temalarından biriydi.): 
“Occupy Turkey” sayfası ise Tayyip Erdoğan’ın ODTÜ’ye tanklarla girmeye çalıştığı, muhalif öğrencilerin biber gazı ve tazyikli suya boğulduğu dehşet olaylar gerçekleşirken kuruldu. O tarihteki paylaşımlara bakıldığında ODTÜ’ye destek eylemlerine de yön vermeye çalıştı görülüyor.
Belki de ODTÜ olaylarına karşı gelişen tepkilerle bir halk hareketi oluşturmayı düşünmüşlerdi, o yüzden sayfayı o dönemde açtılar. Ancak o günlerde büyük toplumsal bir hareket meydana gelmedi. Ancak Gezi Parkını koruma eyleminde belirleyici rol oynadılar. Bahsettiğim gibi, 31 Mayıs günü, büyük eylemden önceki eylemde kafalarında “#occupyturkey” yazan, polis terörüne karşı “gelirlerse üstlerine atalım” diyerek kaldırım taşlarını ufalayan, “katil devlet” diye bağıran kişiler ön saftaydı. Anlaşılıyor ki OTPOR ve CANVAS’ın sözlerini kafalarına ve duvarlara yazmış, kışkırtıcılıkta polisten geri kalmayan bu kişilerin amacı gerginliğin artması ve “demokrasi, özgürlük” kılıfında Amerikancı bir turuncu devrimin gerçekleşmesiydi.
Belki bu satırları okuyanlar bir feysbuk sayfası üzerinden gereğinden fazla sonuca ulaştığımı düşünebilir. Fakat Arap baharının en büyük etkenlerinden birinin WikiLeaks ve örgütlenmesini sağlayanın sosyal medya olduğu unutulmamalı. Ayrıca Türkiye’deki sosyal medya kullanımı Tunus ve Mısır’dakinden daha fazla ve bu yolun etkisi çok daha fazla olur.
“Occupy Turkey” sayfasının çizgisini daha iyi anlamak için bazı paylaşımlarına göz atalım:
Burada Kürt kökenli Türklerin “nasıl özgürleşeceği”ni gösteriyor!
Burada eylem anlayışlarını ve eylemcilere öğütlediklerini göz önüne seriyorlar.
Burada Uludere’de ölenlere sahip çıkmak bahanesiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti düşmanlığı pompalanıyor. Ayrıca Uludere’ye “Roboski” denerek ulusal birliği ve dil birliğini yıkmaya yönelik bir tutum sergileniyor. Diğer paylaşımlarda doğal olarak Tunceli’ye de “Dersim” deniyor.
Burada, eylemlerde molotof kokteyl kullanılması öğütleniyor.
Burada TSK aleyhindeki iğrenç iftira ve karalamalardan biri paylaşılıyor.
Küresel LOCALARIN kontrolü dışında böyle bir hareketi örgütlemek yada kendiliğinden oldu demek çok safça olur.Günlerce meydanda toplanan kalabalıkları besleyen finansman güç,Amerikan CNN kanalını 9 saat TAKSİM’den canlı yayın yaptıran güç ve elbette Türkiyede Erdoğan’ı diktatör gibi lanse ettirip 10 yıldır devam eden istikrar ve huzur ortamının ortadan kalkması ve Türkiye üzerinde ki planların işletilmesi amaç edinilmiş.
Meydanda toplanmaya gönüllü olan kalabalık ise tanıdır,GEZİ parkçılar ile yapılan ankette önceki seçimde hangi partiye oy verdikleri sorulduğunda %74 CHP ve %15 BDP bunun yanında %2.2 TKP ve İşçi Partisi olması süpriz değildi elbette.Parktakilerin %1.1′i Ak Partiye oy verdiğini söylemiş.
MKLP & DHKP-C & TİKKO & SDP & BDP & TGB HDP & TKP gibi eskiden beridir devlet düşmanı olan  marjinal sol grupların meydanda toplanması işgal eylemi için yeterli sayıda insanı toplayamayan grupların TARAFTAR gruplarını mobilize etmesi ve ÇARŞI grubundan aldıkları destek.
gezipark çadırı
gezi parkı çadırı, pkk bayrakları
Ancak bütün bunlar bir kaç günlük zafer sarhoşluğu neticesinde SON buldu.Eylemciler deşifre oldu şiddet olayları eylemcilere karşı NEFRET uyandırdı,Traftar grupları ulsRAslan Çarşı Trabzon ve Genç Fenerbahçeliler gezicilerden desteğini çekti.
Kalabalık toplamakta zorlanan MOBİL devrimciler ise meydanda marjinal gruplar ile baş başa kaldı.Şimdi ise Milletin milli refleksi harekete geçti.
apo
Görüldüğü ve incelenirse görüleceği üzere “Occupy Turkey” sayfası millîlikten uzak, demokrasi-özgürlük-devrimcilik adına millî birlik ve beraberliği yıkıcı propagandalar yapan bir sayfa. Elbette Amerikan karşıtı-tam bağımsızlık yanlılarını toplamak adına sayfada ABD karşıtı bazı yayınlar da yapılıyor(du). Ancak bu “örgütlü” güç meydanda bir kez dahi bağımsızlık üzerine, ABD sömürgeciliği üzerine bir slogan atmadı. Çünkü plânlanan “devrim” ABD’ye karşı, tam bağımsızlık ve millî çıkarlar için değil, “demokrasi, özgürlük” kılıfıyla ABD’nin, ABD’yi yönetenküresel çetenin amaçları için yapılacak bir hareket.

Kaynak : Milli Cumhuriyet